2 Ekim 2015 Cuma

NAMIK AMCA

Hayatınıza tesadüfen 20 dakikalığına giren ve rolü sadece o yirmi dakikadan ibaret olan insanlar tanıdınız mı? O insanlarla sobet ettiniz mi? Tesadüfi tanışmalar her zaman bir mesajla sonlanır...

30 Eylül çarşamba akşamı İstanbul'un insanı içinde kaybeden kalabalığına karışıp 4. Levent'den Yenikapı metrosuna bindim. Yenikapı'da inip aktarma yapacak Kirazlı metrosunu beklemeye koyuldum. Elinde bastonu bembeyaz saçlı ve gayet dinç duran ihtiyar delikanlı diyeceğim kişi de yanıma oturdu. Duyduğumuz metro sesiyle hemen harekete geçtik ama baktık ki bizim beklediğimiz metro değilmiş ve tebessüm ederek tekrar yerine oturdu. 5 dakika bekledikten sonra bineceğimiz metro gelmişti ve ;

-"Bu defa geldi" dedi gülerek Namık amca :)

Planlamadığımız halde ama ikimizde sohbet etmek istercesine sohbet etmeye koyulduk. Daha doğrusu Namık amca sazı eline aldı :) böyle güzel ve yaşanmışlıkları olan insanların yanında konuşmayı değil, susarak dinlemeyi her zaman doğru bulmuşumdur. Öylede yaptım. Aramızda çok keyif aldığım diyalog başladı:

"Hergün bu uzun yola katlanıyor musun" diye sordu

Evet

Bir eli ile bastonu tutup " Tabi hayatınızda kendinize ait hiç zaman kalmıyordur" değil mi?

Biz artık o kavramları unuttuk ve alıştık dedim :)

Şuan bunu gülerek söylüyorsunuz ama ben neyi kasteddiğinizi anlayabiliyorum. Bende zamanında bu yolları çok kateddim, çok çalıştım, hala çalışıyorum. Oyuncuyum ben...

Heyecanını bozmak istemediğim için sadece mimiklerimle eşlik edip onun anlattıklarını yaşayarak anlatmasını istiyordum. Evet oyuncuyum. Yıllarca dizi ve filmlerde, tiyatrolarda oynadım. En son .........  dizisinde yurduna ve milletine bağlı doğulu bir danışmanı canlandırıyordum. (bir hayat hikayesi içerdiği için dizi adı ve karekteri paylaşmayacağım)

Ben izlemiyorum ama annem çok sever o diziyi diyince anneme selam gönderip telefonunu çıkardı. Filmde ki birkaç kareyi paylaştı büyük bir heyecanla. Sonra devam etti;

Ben 1945 doğumluyum. 70 yıl nasıl geçti bilmiyorum. Hayatımın 10 yılını yurtdışında geçirdim. Her gidiş gelişimde zaman tünelinde 150 yıl ileriye gidip, tekrar geri geliyordum. Bununla başedebilmek inanılmaz zordu. Sonra evlendim, iki çocuğum oldu. Onlara iyi baba olmaya çalıştım ama ne kadar başarılı oldum bilmiyorum. Şuan bir evim bile yok. Ama emekliyim dedi gülerek. Tabi  ölmeden tek bir hedefim var, bir ev alacağım. İki iyi projeye bakar. Villa falan istemiyorum ki canım ben. 200.000 lik bir daire olsun yeter. Sonra daldı ve devam etti, Bizim zamanımızda annemiz kızı beğenir, evlenmezsen hakkımı helal etmem derdi. Benimki de öyle oldu işte ve evlendim. E yürürmü böyle evlilik dedi kendi kendine , yürümedi işte ve ayrıldık. Bana döndü, eğerki kabul ederseniz size vereceğim tavsiye

ASLA TANIMADIĞINIZ VE SEVMEDİĞİNİZ BİR KİŞİ İLE HAYAT BİRLEŞTİRMEYİN, HAYAT SİZİN HAYATINIZ.... Cümleleri abartmadan yazıyorum. Müthiş bir diksiyon ile ilk tavsiyesini vermişti Namık amca.

Sonra merakımdan sordum:

Çocuklarınızın tahsilleri peki istediğiniz düzeyde oldu mu?

Biz onu da beceremedik. Anne baba ayrı olunca  çocuklar ne yapacaklar ki. Kızım üniversiteye hazırlanırken bir matematikçiyi sevdi. O çocukta bana "baba sen merak etme, kızın isterse ben onu okuturum" dedi. Bir yıl sonra bizim kızın kucağında bir çocuk vardı diyip gülmeye başladı. Ama çok mutlu,14 yıldır evli. MUTLU OLSUN YETER....

Konuyu değiştirmek için "ben sizin mutlaka ev alacağınızı düşünüyorum sizde bir Tuncel Kurtiz edası var " dedim.

İnanılmaz mutlu oldu ve diğer tavsiyesine geçti Namık Amca;

MUTLAKA BİR EV SAHİBİ OLUN, BABANIZDAN EV KALACAK OLSA BİLE KENDİNİZE KENDİ PARANIZLA EV ALIN, BUNUN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU ZAMAN SİZE GÖSTERECEK dedi....

Ve derken  Namık amcanın telefonu çaldı ancak metroda telefon çekmediği için konuşamadı ve bana dönüp, bu konuştuğum kimdi biliyor musunuz?

Kimdi?

18 yaşımdayken aşık olduğum insan.

Gözlerimi açıp, hafif heyecanlandım. Nasıl yani, birbirinizi nasıl buldunuz?

Facebook dedi gülerek. 70 yaşındaki Namık amca ve 18'lik aşkı aktif bir facebook kullanıcısı çıktı :)

Onun da eşi vefat etmiş, oğlu yarbay Bodrum'da yanlız yaşıyor. Sürekli gel sende buraya diye beni çağırıyor ama ev alacağım ben nasıl gideyim dedi.

Ah Namık amca ah dedim içimden. Sonra sazı aldım ben elime:)

Bakın siz boşverin evi falan, ev Bodrum'da zaten var dedim gülerek:)) İlk aşkınızı bulmuşsunuz, durulurmu buralarda artık. Hayat size 50 yıl sonra bir fırsat vermiş bu kaçırılır mı hiç? Hemen gidin.

Gerçekten mi?

Evet

Her akşam bir saat telefonla konuşuyoruz. Bu söylediğinizden bahsettiğimde sözlerinize katılacak dedi.

Bu tatlı ve güzel insanla vedalaşma zamanı geldi çünkü inmem gerekiyordu. Birbirimize minnetle ve sevgiyle bakarak iyi akşamlar dedik.

Umarım Namık amca yetmişinden sonraki hayatında İLK AŞKI ile aynı evde yaşayabilir :)))

Sevgiler,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder